Gazipaşa’nın
tarihi M.Ö. 628 yıllarına dayanmaktadır. O tarihlerde Selinus adıyla Hacı Musa
çayının iki yakasına kurulmuş bir liman kentidir.
Roma egemenliğinin hüküm sürdüğü kent, daha sonra Selçuklu
Sultanı 1. Alaaddin Keykubat’ın 1221 yılında Alanya’yı fethi ile Selçuklu
egemenliğine geçmiş ve Gedik Ahmet Paşa tarafından 1471 yılında Selinti
ismiyle Osmanlı yönetimine dahil edilmiştir.
Atatürk tarafından 21.10.1921 tarihinde Resmi Gazete de
yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla “Gazipaşa” adıyla ilçe yapılmışsa
da; 1926 yılında nüfusun azlığı nedeniyle ilçeliği kaldırılmıştır.
Hacımusa Çayı’nın doğusu, Şansa Nahiyesi olarak Anamur’a, batısı Pazarcı
Gazipaşa olarak Alanya’ya bağlanmıştır. 1926-1948 yılları arasında Mersin iline
bağlanan ilçemiz, 01/01/1948 tarihinde yürürlüğe giren 09/12/1947 tarih ve 5071
sayılı TBMM kararı ile tekrar ilçe statüsüne kavuşmuştur.
Gazipaşa'nın bilinmeyen veya tahmin edilen tarihi, tarihi
perspektif içerisinde oldukça derinlere uzanmaktadır. Ana hatlarıyla bu
tarihsel serüveni M.Ö.2000'lerde başlar. Hititlerin bir kolu olan Luviler yine
Hititlerin Kizzuvatna (Çukurova bölgesi) ve Arzava (Antalya yöresi) ülkeleri
diye adlandırdıkları bölgede yaşamışlardır. Gazipaşa'da bu bölge içinde kalması
nedeniyle ilçenin tarihi yolculuğa Luvilerle - Hititlerle başlamış olması
kuvvetle muhtemeldir. Nitekim Karatepe (Sivaslı) civarındaki harabaler içinde
yer alan aslan kalıntıları bu bilgiler doğrular niteliktedir.
Gazipaşa'nın tarihsel yolculuğu
içindeki önemli bir kilometre taşı da M.Ö. 628 yıllarıdır. Selinus adıyla
tarihte iki kent mevcuttur. Sicilya'da Yunanlı Mağara - Hyblaia halkı
tarafından bu tarihte bir site devleti olarak kurulan Selinus, diğeri
Anadolu'nun güneyindeki Selinus. Kilikya Bölgesi'nde ve Hacımusa (Kestros)
Çayının iki yakasında kurulmuş liman kentidir. Kalesi ise şimdiki kale
kalıntılarının bulunduğu yerde olup o zamanlar ada konumunda idi. Buradan başta
Mısır olmak üzere, o günün ticaret merkezleri ile deniz ticareti yapılmakta idi.
Yunan yönetiminden M.Ö. 197'de
Antiokhos dolayısıyla Roma egemenliğine geçen kente M.S. 1. yüzyılda Akdeniz
kıyılarının doğu seferine çıkan Roma Kralı Trojan hastalanarak Selinus limanına
gelmiş ve bir tüccarın evine konuk olmuş, daha sonra iyileşemeyerek burada
ölmüştür. Yerine tahta geçecek olan Hadrianus, Selinus' a gelerek cenazeyi
Roma'ya götürmüş, anısmada bir mezar yaptırmıştır. Bu nedenle de Selinus'un bir
süre Traianapolis adıyla anıldığı Hıristiyanlık döneminde ise Seleukeia -
Silifke Başpiskoposluğu'na bağlı Piskoposluk merkezi olduğu bilinmektedir. M.Ö.
I. yüzyılda başlayan Roma İmparatorluğu dönemi, bu devletin Anadolu sınırları
içinde bulunan Gazipaşa'da VI. yüzyıla kadar devam etmiştir.
M.S. VI. yy'den başlarak Güney
Akdeniz Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiş, 12. yüzyılın ilk
yarısında Kilikya Ermeni Krallığı'na bağlanmış, dönemde Gazipaşa, Antalya ve
Alanya ile birlikte Pamfilya'nın Türkleşmesi süreci içinde Selinus, Selçuklu
Sultanı I. Alaaddin Keykubat'ın 1221 yılında Alanya'yı, 1225'e kadar da buradan
itibaren belki de Toroslar'dan kaynaklanıp şehir merkezinden geçerek denize
karışan beş büyük çayın zaman zaman sel baskınına neden olması dolayısıyla
Selinti olarak anılmaya başlanmıştır. Ancak Selçukluların Alanya hariç fethi
kısa sürmüş ve 1243'te 2. Gıyaseddin'in Kösedağ Savaşı'nda İlhanlılar'a
yenilmesinden yararlanan Ermeniler burayı yeniden ele geçirmiş ve 1275'te
Karamanoğluların fethine kadar onların elinde kalmıştır. 1270'lerdeki
Moğollar'ın Anadolu işgali sırasında Selinti, Anadolu Selçuklu Devleti'nin
Konya ve bağlı bölgeleri sınırları içinde yer almaktaydı.
Anadolu beylikleri döneminde 1335
yılından itibaren Antalya ve civarı Teke Beyliği'nde kalırken Alanya, Selinti
ve doğusu ile Kuzey yöreleri merkezi Konya olan Karamanoğulları hakimiyetine
girmiştir.
Osmanlı Döneminde Fatih Sultan
Mehmet'in Deniz Kuvvetleri Komutanı (Kaptan'ı Derya) Gedik Ahmet Paşa, 1470
yılında Alanya'yı, 1472 yılında ise Selinti, Anamur ve Silifke yöresini
Karamanoğlu Beyliği'nden alınarak Osmanlı hakimiyetine dahil etmiştir. Ünlü
gezgin Evliya Çelebi meşhur Seyahatname'sinin 126. sayfasında "XVIII.
yy'da Selinti kazası, İçel (Mersin) sınırları içerisinde Silifke Sancağı'na
bağlı 26 köyü olan ve yıllık 80 akçe vergi veren bir kazadır. Deniz kenarında
bakımlı cami ve evler ile yemyeşil dağlara sahiptir. Kıbrıs'a 70 mil uzaklıkta
iskelesi vardır." demektedir.